Eğitimli sigorta dolandırıcıları iş başında

Geçtiğimiz hafta yazımda sigortacıları aldatmaya yönelik hareketlerden bahsetmiştim. Birçok elektronik posta aldım, yazı hakkında çok olumlu yorumlar yapanlar olduğu gibi, kurunun yanında yaşın da yandığı için dürüst sigortalılardan konuyu genelleştirmemem konusunda eleştiriler de aldım. Bu konuda o okurlara sonsuz hak veriyorum. Fakat sigortayı bir zenginleşme aracı olarak görmeye çalışanların da sayısı az değil.

Yarın bayram, sonrasında Türkiye'nin geleceği ile ilgili çok önemli bir referandumda oy kullanacağız. Gündem çok farklı. Bu nedenle sigortacılık konusunda pek sıkıcı olmaması için yazımda bir dolandırıcılık hikayesine yer vereceğim. Biraz dedektif romanları gibi ama, olsun. Deneyimli eksper Mustafa Nazlıer Şemsiye Dergisi'nde yayımlanan yazısında ilginç bir dolandırıcılık teşebbüsünü bizlerle paylaşmış.

Elektrik mühendisi Hakan Bey, bilgisayar , aksesuar ve yedek parça satışı yapan firmanın sahibi. Tahminime göre işleri pek iyi gitmiyor paraya ihtiyacı var. Hakan bey, firmasında hırsızlık olduğunu sigorta şirketine bildiriyor. Eksperimiz Mustafa Nazlıer olay yerine gidiyor yaptığı incelemeler sonunda. İşyerinin 45.000 TL teminatlı sigortası olduğunu ve 26.000 TL'lik bir emtianın çalındığını da öğreniyor. Evraklar tam, her şey normal. İşyerinde çalınmayan mallar sayılıyor 107.000 TL'lik mal tespit ediliyor. Toplamda çalınan mal ile birlikte 133.000 TL mal gözüküyor işyerinde. 46.000 TL teminatlı sigortası olduğu için "Eksik sigorta" yaptırdığı ortaya çıkıyor. Bu nedenle 8.800 TL hasar ödemesi yapılacağı işyeri sahibine bildiriliyor. Tabii evdeki hesap çarşıya uymadığından biraz ortam geriliyor ve sonunda sigortalı 8.800 TL tazminatı almaya ikna ediliyor. Nasıl olsa havadan para.

Bu konuda tecrübe kazandığını zanneden sigortalımız, daha önce aldığı 8.800 TL tazminatta kendisini kesmeyince, aradan 2 ay gibi kısa bir zaman geçtikten sonra aynı sigorta şirketinden aynı firmada tekrar hırsızlık olduğu eksperimize bildiriliyor ve eksperimiz sigortalı Hakan beyi ikinci kez ziyarete gidiyor.. Bu sefer hasar büyük.

· Sigortalı Hakan bey 165.000.-TL tutarında ADSL modem ve malzemelerinin çalındığını,

· İş yerinde hırsızlıktan sonra 30.000.-TL kadar emtiasının kaldığını,

· Mali kayıtlarının hazır olduğunu,

· Toptancı firmaya borçlu olması sebebiyle acil para ihtiyacı bulunduğunu ,

İfade ederek ilk günden baskı kurmaya çalışıyor. Olay yerinde sayım yapılıyor ve Hakan beyin de söylediği gibi 30.000.-TL kalan mal olduğunu tespit ediliyor. Ancak 2 ay önce 45.000.-TL ye sigortalı olan işyerinin 2 ay sonra ve hırsızlıktan da 3 gün önce sigorta bedelini 200.000.-TL ye yükseltmiş olması elbette kuşku uyandırıyor.!

10 gün sonra tüm belgeler iletildiğinde ;

· Hırsızlıktan 3 gün önce zeyil ile sigorta bedeli 200.000.-TL ye çıkarılmış,

· Toplam zarar talebi 165.000.-TL ve tümünün alış faturaları mevcut,

· Yaptığı alışlar için peşin ödeme yok tamamı çek ve senet ile, ( Banka üzerinden izlenemiyor.)

· Tümünün sevk irsaliyesi mevcut,

· Çalınanların tamamına yakını ADSL Modem Cihazı,

· Mali kayıtların tamamı uygun, olay yeri uygun , tutanaklar uygun .... Eksperimize çok fazla incelenecek bir şey kalmıyor gibi....

Tabii ki tüm yaşananların doğru olma olasılığı yüksek ancak yapılan ekspertiz çalışmaları ve araştırmaların sonucu şöyle ;

· 165.000.-TL tutarındaki ADSL modemlerinin tümü 2 ayrı firmadan alınmış görülüyor. Faturadaki adreslere gidildiğinde farklı işyerleri ile karşılaşılıyor. Eksperimiz Ticaret siciline giderek firmaların yeni adresini öğrenmek istiyor. Ticaret sicil kayıtlarında her 2 firmanın da 1 yıl önce kapanarak faaliyetlerinin sonlandığı görülüyor. Hemen vergi dairesine gidip teyit etmek için görüşüldüğünde 2 firmanın da faal olmadığını kesinleşiyor. ( Naylon fatura )

· Diğer taraftan bilgisayar sektöründe bir araştırma yapılıyor. Görüşülen tüm firmalar hiçbir satıcının bu miktar ve tutarda ADSL modem stoku yapmayacağını ayrıca ADSL modemlerinin ithal edilirken Türk Telekom'a tüm seri numaraları bildirme zorunluluğu olduğu öğreniliyor..

Araştırma çalışmalarından sonra Hakan beyi arayarak firmaların kapandığını ve naylon fatura olduğunu söylemeden önce ADSL modemlerinin seri numaraları isteniyor. Tabii ki Hakan Bey araştırmanın hiç tahmin etmediği bir yöne gittiği için çok sinirleniyor. Sonrasında da faturaların naylon olduğu da söylenince sigortalımız "Paranız da, sigortanız da batsın" deyip olay yerinden ayrılıyor. Bu hasar sigorta şirketi tarafından karşılanmadığı gibi, yasal mercilere bildirilerek, dolandırıcılık iddiası ile dava açıldığını tahmin ediyorum. Geçtiğimiz hafta yazdığım gibi sigortacılar enayi değil, profesyonel ekiplerle çalışıyorlar, ne kadar elektrik mühendisi de olsan, profesör de olsan mutlaka bir yerde açık veriyorsun. Bu nedenle başınıza iş gelmemesi için ve sigorta sisteminin sağlıklı büyümesi için bu tür dolandırıcılık hikayelerine başvurmamalıyız. Sonunda birçoğu yakalanıyor zaten. Tüm okurlara sağlıklı, mutlu daha nice bayramlar dilerim.

Kaynak: Dünya CAN KANTAR / 08.09.2010